02 Ekim 2025 Perşembe
Kitabın bir bölümünde geçen şu cümle aklımıza kazındı:
“Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına uğramıyorum.”
Aslında ne kadar yalın ama bir o kadar da çarpıcı bir gerçeklik… Hayat çoğu zaman bizim isteğimize göre değil, kendi akışına göre ilerliyor. Biz ise çoğu kez başkalarının davranışlarından, dünyanın bize sunduğu şartlardan büyük beklentiler içine giriyoruz. Bu beklentiler karşılanmadığında ise hayal kırıklıkları kaçınılmaz oluyor.
Oysa beklentileri azaltmak, aynı zamanda hayal kırıklıklarını da azaltmak demek. Bu yaklaşım, kişiyi içsel olarak güçlendiriyor ve özgürleştiriyor. Başkalarının tavırlarına göre değil, kendi iç sesine göre yaşamanın kapısını aralıyor. Bu da hayatı daha sade, daha huzurlu kılıyor. Gerçek özgürlüğün başladığı yer belki de tam olarak burası.
Şeker Portakalı’nı her okuduğunuzda farklı bir ders çıkarabilirsiniz. Ama bu kez satırlardan bize kalan; yaşamın, beklentilerin gölgesinde değil, iç sesimizin rehberliğinde çok daha anlamlı olacağıydı.
Belki de bizlere düşen, hayatın akışına güvenmek ve beklentilerin yükünden biraz olsun sıyrılmak… Çünkü bazen en büyük huzur, hiçbir şey beklemeden gelen küçücük mutluluklarda gizlidir.